6 Şubat 2025 Perşembe

Gizemce Masalı



Çok eskilerden bir masal bu... Şimdi masal anlatan nine ve dedeler kalmadı maalesef. Masallar "Bir varmış, bir yokmuş" diye başlar; bizim masalımız da öyle başlıyor.

Küçük, şirin bir ülkede geçen bu masal, büyücülerle ve gizemlerle dolu bir dünyada yaşanıyor. Bu ülkede Gizem adında çok güzel, şirin ve gizem dolu bir prenses yaşarmış. Kralın tek kızıymış ve kral, onu herkesten saklıyormuş. Kimsenin onu görmesini istemediği için ülke dışına çıkmasına izin vermezmiş; hatta sarayın dışına bile adım attırmazmış. Halk, bu güzel prensesi çok merak ediyormuş. Onu görebilmek için her yolu denemişler ama kimse başaramamış.

Bir gün Gizem, saraydan gizlice çıkmaya karar vermiş, fakat nasıl çıkacağını bilmiyormuş. Günlerce düşünmüş ama bir yol bulamamış. Derken, hiç beklenmedik bir anda saraya bir yabancı gelmiş. Bu yabancı bir gezginmiş; tüm ülkeleri gezer, dolaşırmış. Saraya yolu düşen gezgin, misafir edilmiş. Gizem, onunla saraydan kaçmaya karar vermiş.

Sabah erkenden yola çıkmışlar. Gezgin ormanlardan geçmiş, dağlar ve dereler aşmış, en sonunda bir köye varmış. At arabasını durdurmuş, kalacak bir han bulmak için yürümeye başlamış. Gizem de arabadan inmiş, hiç bilmediği bu dünyada toprağa ayak basınca heyecanlanmış. Yeni hayatından çok memnunmuş. Ancak akşam karanlığı çökünce içine bir korku düşmeye başlamış. Gezginin dönmesini beklemiş ama maalesef gezgin geri dönmemiş. Ne yapacağını bilemeyen Gizem, korkudan arabaya binmiş. Kurtlar ve köpekler ulumaya başlayınca daha da korkmuş ve ağlamış. Sonunda uyuyakalmış.

Rüyasında "Gizemci" adında bir kahin görmüş. Kahin ona yardım etmek istediğini ama bir şartı olduğunu söylemiş. "Şimdi uyu, sabah seni evine götüreceğim, fakat benden bir istekte bulunmanı istiyorum," demiş. Gizem kabul etmiş.

Sabah olduğunda uyandığında, rüyanın gerçek mi yoksa sadece bir hayal mi olduğunu düşünmüş. Karnı aç olduğu için arabadan inmiş. Bir baktı ki yerde bir sepet dolusu elma ve ekmek var! Büyük bir iştahla yemeye başlamış. Sonra canı su istemiş ve bir tas su bulmuş, onu da içmiş. Tam bu sırada uzun sakallı, ak saçlı bir adam yanına gelmiş. Gizem birden rüyasındaki kahini hatırlamış. "Bu bir tesadüf olamaz!" diye düşünmüş.

Kahin gülümseyerek, "Nasılsın bakalım kızım? Beni tanıdın mı?" diye sormuş.

"Evet, tanıdım!" demiş Gizem heyecanla.

"Beni evime götürmeye mi geldin?" diye sormuş kahine.

Kahin başını sallayarak, "Evet, seni gizemli ülkenin prensesi olarak evine götüreceğim," demiş.

"Hadi gidelim, Gizemci baba!" demiş prenses birden. Kahin gülümsemiş. "Beni baba mı dedin? Çok hoş ve naifsin," demiş.

Yola çıkmışlar ve gün batımında gizemli ülkeye varmışlar. Kahin, Gizem'e dönüp, "Seni evine getirdim, ama şimdi isteğimi söyleme vakti geldi," demiş.

Gizem, "Buyur, dile benden ne dilersen," demiş.

Kahin iç çekerek, "Benim bir oğlum var, bir derdi var. Ona yardım etmeni istiyorum. Gitmediğim ülke, denemediğim çare kalmadı ama derdine çözüm bulamadım," demiş.

Gizem meraklanmış. "Nedir onun derdi?" diye sormuş.

"Oğlum, rüyasında bir kız görmüş ve ona âşık olmuş. O günden beri o kızı bekliyor. Bir gün geleceğine ve onu bu evden çıkarıp mutlu bir hayat süreceğine inanıyor. Senden ricam, onunla bir kez konuşman," demiş kahin.

Gizem önce korkmuş ama söz verdiği için kabul etmiş. Yola çıkmışlar ve kahinin evine gelmişler. Kahin, oğluna seslenmiş:

"Oğlum, bir misafirimiz var, hadi gel. Onu bekletme, salonda seni bekliyor."

Fakat oğlu, "Baba, nereden çıktı bu? Ben kimseyi görmek istemiyorum!" demiş.

Gizem, heyecandan yerinde duramıyormuş. Çok merak ettiği bu kişiyi görmek istemiş. Salondan çıkıp yukarı kata çıkmış, kapıdan bakmış ve bir anda şok olmuş. "Olamaz! Bu, benim rüyamda gördüğüm kişi!" diye düşünmüş.

Hemen aşağıya inmiş, beklemeye başlamış. Hem mutlu hem de üzgünmüş. "Gizemli ülkede her şey gizemli olmak zorunda mı?" diye iç geçirmiş. Ama yapacak bir şey yokmuş, beklemeye devam etmiş.

Tam o sırada, merdivenlerden ayak sesleri gelmiş. Gizem'in elleri, ayakları heyecandan titremeye başlamış. Kapı usulca açılmış, içeri biri girmiş. Sırtı Gizem'e dönüktü, onu göremiyordu. "Ne olacak şimdi?" diye düşünürken, pencereden bir kelebek süzülerek omzuna konmuş. Yine heyecanlanmış. Bir süre sonra kelebek havalanmış ve oğlanın omzuna konmuş. Oğlan, kelebekten gözlerini ayırıp Gizem'e baktığında, şimşekler çakmış gibi hissetmiş.

"Olamaz, Tanrım! O... O kız!" diye fısıldamış ve bayılmış.

Masal burada bitmiş...

Gökten üç elma düşmüş: biri kızlara, biri oğlanlara, biri de Gizemci ve tüm gizemli olan şeylere...

Ve masalın sonunu herkes kendi hayal gücüne göre tamamlasın...

3 Şubat 2025 Pazartesi

Selen İşitme Cihazları: Net ve Kaliteli İşitme Deneyimi

İşitme kaybı, bireylerin günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir sorundur. Çevremizdeki sesleri duymakta zorlanmak, sosyal ilişkilerden iş hayatına kadar birçok alanda zorluk yaratabilir. Selen İşitme Cihazları, işitme kaybı yaşayan bireylere daha net, kaliteli ve konforlu bir işitme deneyimi sunarak hayatlarını kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

Selen İşitme Cihazları Nedir?

Selen İşitme Cihazları, farklı işitme kaybı seviyelerine uygun olarak geliştirilen, modern teknolojiye sahip işitme destek cihazlarıdır. Kullanıcı dostu tasarımları ve yüksek ses kalitesi sayesinde işitme kaybı yaşayan bireylerin çevrelerindeki sesleri daha net duymasına yardımcı olur.

Selen İşitme Cihazlarının Avantajları

  1. Yüksek Ses Kalitesi: Gelişmiş ses işleme teknolojisi sayesinde net ve doğal bir işitme deneyimi sunar.
  2. Konforlu Kullanım: Hafif ve ergonomik tasarımı sayesinde gün boyu rahat bir kullanım sağlar.
  3. Gelişmiş Gürültü Azaltma: Arka plan gürültüsünü minimum seviyeye indirerek konuşmaları daha net hale getirir.
  4. Farklı İşitme Kaybı Seviyelerine Uygun Modeller: Hafif, orta ve ileri derecedeki işitme kayıplarına yönelik farklı modeller sunar.
  5. Uzun Pil Ömrü: Enerji verimliliği sayesinde uzun süreli kullanım imkânı tanır.

Selen İşitme Cihazı Modelleri

1. Kulak Arkası (BTE) Modeller

  • Daha güçlü ses amplifikasyonu sağlar.
  • Özellikle ileri derece işitme kaybı olan bireyler için uygundur.
  • Hafif ve dayanıklı tasarımıyla uzun ömürlüdür.

2. Kulak İçi (ITE) Modeller

  • Daha küçük ve estetik bir tasarıma sahiptir.
  • Kullanıcıya özel olarak üretilir ve kulağın içine tam oturur.
  • Hafif ve orta dereceli işitme kaybı olan kişiler için idealdir.

3. Kanal İçi (CIC & ITC) Modeller

  • Neredeyse görünmez tasarımıyla estetik açıdan avantaj sağlar.
  • Kişiye özel üretildiği için konforlu bir kullanım sunar.
  • Hafif işitme kaybı yaşayan bireyler için uygundur.

Neden Selen İşitme Cihazlarını Tercih Etmelisiniz?

  • Teknolojik Yenilikler: Selen, en son işitme teknolojilerini kullanarak yüksek kaliteli cihazlar üretir.
  • Kişiye Özel Çözümler: Farklı işitme kayıplarına uygun seçenekler sunarak bireysel ihtiyaçlara göre cihazlar tasarlar.
  • Dayanıklı ve Ergonomik Tasarım: Hem dayanıklı hem de rahat bir kullanım sunar.
  • Uzman Desteği: İşitme uzmanları tarafından yapılan analizlerle en uygun cihaz önerilir.

Selen İşitme Cihazları ile Hayatı Daha Net Duyun

İşitme kaybı, yaşam kalitesini düşüren bir durum olsa da, doğru işitme cihazı ile bu sorun büyük ölçüde çözülebilir. Selen İşitme Cihazları, gelişmiş teknolojisi ve kullanıcı dostu tasarımıyla işitme kaybı yaşayan bireylere hayatı daha net ve konforlu bir şekilde duyma imkânı sunar. Eğer işitme kaybı yaşıyor ve kaliteli bir işitme cihazı arıyorsanız, Selen İşitme Cihazları tam size göre!



İnternet deyince akla ilk gelen isimlerden olan Google, oyunlar sektöründe de söz sahibi olmak istiyor. Bir süredir devam eden "Google oyun çıkaracak" söylentilerine karşı sessiz kalan şirket, ilk defa resmi bir açıklama yaparak dedikoduları doğruladı.
California'daki merkezden yapılan Google ve Oyunlar başlıklı açıklamada, "Google'nin oyun stratejisi açısından son derece sabırlı, teknik altyapısı güçlü ve oyun merkezli bir yol izliyoruz."
Sosyal İçerikli Oyunlara Yöneleceğiz dedi

Yeni oyunlar sektöründe Yeni bir site Kaliteli Editörleri Bulunan sitenin Öpüşme oyunları ve 18 oyunlar Sektöründe Hizmet vermesi Sektöre yeni bir Rekabet getireceği Düşünülüyor. Yeni güncellenen içerikle.

15 Ocak 2013 Salı

Cahil ve cehil

(bismillah) cahil ve acemi bir ülke kaptanının eline bozuk bir nevikasyon vermişler o bozuk yollardan önündeki keskin virajı düz yol gibi gösteriyor bizimkide son sürat viraja giriyor dilerim savaş uçurumuna yuvarlanmaz rabbim öyle bir akibetten cümle ümmeti muhafaza buyursun efendim

17 Eylül 2012 Pazartesi

Oyunlar üzerine denemelerim





Bugün televizyon seyrederken bir şeyin farkına vardım,seksenli yıllar ve öncesi çok zorlu yıllarmış.Biz şimdi çok şanslı bir nesil olduğumuzu fark ediyoruz.
O yılları tv de seyrettiğimiz için.Ben o yıllar bir çocuktum ,tv dünyamıza tek kanallı olarak girmiş,çocukların oyuncakları arabaları Almanya'dan gelirdi.Eğer
şanslı bir kişiyseniz,akrabanız varsa sizinde kırmızı arabanız olurdu.Eğer yoksa sadece bakardınız arabaya.Mahallede ki çocukların oyuncakları telden yapılan arabalardı.
Bazıların ki ağaçdan yapılırdı.Erkek çocuklar okul ve dersden kalan zamanlarında arabalarıyla oyun oynar,yarış yaparlardı.Şimdi bakıyorumda çocukların elinde ki arabalar
renk renk ,boy boy oluyor.Çocuklar birini beğenmezse diğer arabalarını oynar durumdalar.Geçmiş ve gelecek bizileri kıyaslamaya itiyor.Bir araba oyunu,yada flimi
çocukların hayal dünyasını geliştiriyor.Bir arbama flimi dünyayı kasıp kavuruyor,onu yapan kişi de bir zamanlar çocuktu.Bunu yaparken kendi çocukluğunu arabasını
düşünmüştür bence.Güzel renkli arabalar,yaşamları ile çocukları eglendiriyor mutlu ediyor.